Sevilla ve Malaga 6. ve 7. Günler (16.03.2013 – 17.03.2013)

Sabah arabayı şehir merkezinde otoparka bıraktıktan sonra Flamenko Entitüsünde akşam yapılacak  gösteri için biletlerimizi aldık. Sonra merkezde bulunan katedrali gezdik. Ben katedralin içine girmedim ama babam 35 katlı çan kulesine de çıkıp şehri seyretti. Hem katedrali hem de kuleden manzarayı çok beğendi.

Sevilla

Akşamki gösteriye kadar şehrin geri kalanını gezip yemek yedik. Gösteri saat 19:00’da başlayacaktı. Yerimize oturduk. Bir bayan ve erkeğin flamenko gösterisini izledik.

Sevilla

Hem müzikler çok iyiydi hem de danslar çok etkileyiciydi. Özellikle erkek dansçı çok başarılıydı.

 

Gösteri sonrası biraz tur attıktan sonra otelimize geri döndük.

 

Artık gezimizin son gününe geldik. Sabah 08:30 gibi otelden ayrılıp yola koyulduk.

Aslında Malaga’yı gezemedik çünkü zamanımız yoktu. Malaga Havalimanına vardığımızda önce arabamızı teslim ettik. Check-in işlemlerimizi yaptırdıktan sonra uçuşumuzu beklemeye başladık. Saat 14.10 gibi uçağımız kalktı ve 19:00 gibi Türkiye’ye vardık.

 

7 gün boyunca neredeyse hergün bir şehir gezdik. Yaklaşık 1000 kilometre yol gitmiş olduk.

 

Babamın gezi arkadaşlığı çok iyiydi. Çok uyumlu şekilde her yeri keyfimizce gezdik.

Darısı başka gezilere artık J

Cordoba 5. Gün (15.03.2013)

Sabah yine 09:00 gibi Granada’dan ayrıldık. Cordoba’ya saat 11:00 gibi vardık. Arabayı otoparka çektikten sonra önce Kurtuba Cami’sine gittik. Burası Avrupa’da gördüğüm en özgün camiydi.

 

Bizde daha çok kiliseden camiye çevrilen binalar bulunur. Kurtuba Cami’si ise sonradan kiliseye çevriliyor. Hem cami hem de kilise özelliklerini barındırıyor. Mimberler halen duruyor. Bu cami de benim için ilginç bir eser olmuştur. Görmenizi tavsiye ederim.

 

Cordoba’nın en güzel yanı her yerde bulunan turunç ağaçlarıydı. Meyveleri bulunan ağaçlar Mart ayınında etkisiyle sokakları mis gibi kokutmuşlardı.

Kurtuba Camisini gezdikten sonra şehrin nehir etrafında kurulan diğer eserlerini gördük.

Kurtuba

Cordoba’yı gezdikten sonra saat 16:00 gibi Sevilla’ya yola koyulduk. Akşam Sevilla’da konaklayacaktık. Saat 18:00 gibi Sevilla’ya vardık. Otele yerleşmeden Sevilla’yı gezdik. Akşam olmasına ragmen hava çok sıcaktı. Granada’da ki soğuktan sonra bize bu hava iyi geldi.

Kurtuba

Akşam şehri dolaştık. Sevilla gayet büyük bir şehir. Diğer şehirler gibi nehir kenarına kurulmuş. Şehir merkezini ve nehir kenarını dolaştık. Detaylı gezimizi ise ertesi güne bıraktık.

 

Granada 4. Gün (14.03.2013)

Sabah 09:00 gibi Grana’daya doğru yola çıktık. Granada’ya gidiş amacımız El Hamra Sarayını gezmek istememizdi. Ben bir gün önce internet üzerinden El Hamra Sarayı için bilet satın aldım. Belirli saat slotlarını sattıkları için mutlaka biletinizi önceden almalısınız yoksa oraya gittiğinizde bilet bulamayabilirsiniz.

Granada biraz dağlık bir bölgede kurulmuş bir şehir. Sierra Nevada dağları eteklerine kurulmuş. Bu yüzden de diğer şehirlere göre burası  bayağı soğuktu.

Oteli bulup yerleştikten sonra hemen El Hamra Sarayı’na doğru yola koyulduk. Çünkü bizim biletimi saat 14:00 girişi içindi. El Hamra Sarayı’na girdikten sonra önce dış bahçeyi gezdik. Benim şu ana kadar gezdiğim en güzel bahçedir. Dağın tepesinde adeta bir cennet yaratmışlar.

El Hamra

Dış bahçelerden sonra sur içine girdik. Burada bulunan çeşitli binaları gezdikten sonra harem olarak tabir edebileceğimiz kısma giriş yaptık. Buradaki işlemeleri el işçiliğini başka hiçbir yerde görmedim. İslam mimarisinin en güzel işleme ve oymalarını yerden tavana kadar görebilirsiniz.

El Hamra

El Hamra sarayı bu anlamda benim şu ana kadar gördüğüm en etkileyi saraydır.

El Hamra

Saray gezisini saat 18:00 gibi tamamladık. Sonra Grana’da merkeze gittik. Zaten hava soğuktu bir de acıkınca artık iyice yorgun düştük. Önce karnımızı doyurmak için bir restorana gittik. Sonra akşam şehri gezip otelimize dinlenmeye çekildik.

Las Vegas ve Grand Canyon Turu

05.11.2011 Grand Canyon

 

Sabah erkenden yola çıktık.Akşam üzerine doğru Grand Canyon’a vardık. Gerçektende söylendiği gibi çok çok geniş bir arazide milyonlarca yıllık erozyonla oluşan bir doğal güzellikle karşılaştık.Çok geniş ve derin vadiler her yönünüzde yer alıyor.

Sky Walk denilen at nail biçiminde tabanı camdan yapılan köprüden geçtik.Açıkçası çok korkutucu bulmadım ama o görüntüyü yüksekten görmek gayet güzeldi.

 

Gün batımını da Sky Walk’un olduğu bölgede izledik.Gün batımınde gökyüzü çok güzel renklere bürünmektedir.

Gün batımının ardından Hualapai kabilesine ait olan bir tesise gittik.Bu tesiste ahşap müstakil odalar var ve ne cep telefonu çekmekte ne televizyon bulunmakta.Ayrıca etrafında hiçbir yerleşim birimi de bulunmamakta.Dolayısıyla kolay kolay bulamayacağınız modern yaşamdan uzak bir yerdi.

 

Gece yıldızları çok net görebildiğiniz bu yerde kamp ateşi yaktılar ve ateşte marshmallow çikolat bisküvi üçlemesini deneme fırsatını buldum.

Sabah ise saat 5.30’da bizi kaldırdılar ve gün doğumunu görme imkanına sahip olduk.Gün içerisinde Las Vegas’a doğru yola çıktık ve otelimize yerleştik.

Las Vegas’ta tüm oteller ana cadde üzerinde bulunuyor.Özellikle gece görüntüleri çok güzel oluyor.Dünyadaki birçok önemli eserlerin benzeri otelleri görebilirsiniz.Aslında filmlerde o kadar çok gördüğümüz bir yer ki yabancılık çekmiyorsunuz.

Tüm otellerin girişinde lobi değil casino bulunuyor.Ben de 50 dolarlık makinelerde oynadım.Tahmin edebileceğiniz gibi kaybettim 🙂

 

Las Vegas’ta ayrıca bir çok ünlü müzika ve gösterilere gidebilme imkanına sahipsiniz.

 

Benim Las Vegas’ta en çok beğendiğim Bellgio otelinin önündeki eşşek kadar havusdaki müzik eşliğindeki fıskiye şov.Fıskiye dediğime bakmayın suyu 200 metreye kadar püskürtüyorlar.Akşamları her 15 dakikada bir yeni bir gösteri yapılıyor.Ben üç kere izledim.

 

Sonrasında  Las Vegas’taki diğer görülebilecek yerleri gezdikten sonra otele döndüm.

Ertesi gün Los Angeles’a doğru yola çıktık ve gece Los Angeles’tan New York’a uçtum.

Arnavutluk-Makedonya gezimiz 3.Gün Bitola(Manastır)-Üsküp gezisi(30.10.2010)

Sabah 06:30 otobüsüne yetiştik ve Bitola’ya doğru yola çıktım.Ben yolu uyuyarak geçirdiğim için pek etrafı seyredecek durumum olamadı ama arkadaşım yol manzaralarını fotoğrafladı.

Bitola’ya vardığımızda şehir merkezine doğru yürümeye başladık.Hava sisli ve çok soğuktu.Burada Osmanlı arması olan bir bina gördük.Bu binanın Atatürk’ün okuduğu okul olduğunu kapısına gittiğimizde anladık.Hemen içeri girdik.Bu binada Atatürk’ün kaldığı odayı müze haline getirmişlerdi.Kalan kısmı ise arkeoloji müzesi olarak kullanılmakta.Bize görevli yardımcı olarak Atatürk’ün kaldığı odayı gezdik. bu odada bulunan hatıra defterine yazı yazdım.Sonrasında binanın avlusunu gezdik.Açıkçası Türk yatırımcısı Makedonya’da çok iş yapmasına rağmen hiç birinin bu müzeye yardımda bulunmaması enteresandı.Bu müzeyi gezdiğimizde Bitola Türkiye fahri konsolosunun  ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerekeni yaptını görüyoruz.

Müzeyi gezdikten sonra börek yeyip 11’deki otobüse binip saat 14:00 gibi Üsküp’e vardık.Üsküp’e vardığımız’da hostele yerleştik.Taksiyle eski çarşı denilen Osmanlı Çarşısına gittik.Orada köftenin güzel olduğunu öğrendik.Üsküp’te yaşayan kişilere sorarak iyi bir köfteci bulduk.Köfte çok lezztliydi.

Üsküp’de kaleyi,eski çarşıyı,taş köprüyü ve birçok camiyi gezdikten sonra eski çarşı dışındaki kısımları gezdik.Bu kısımlar daha modern yapılıydı.Orada bir yerlerde oturup kahve içtikten sonra hostele döndük.Hostel sahibine gece eğlenecek yerler sorduk.O da oğlunun müdür olduğu mekanı önerdi.Biz de hostelden ayrılıp taş köprünün olduğu kısma gittik.Orada bayan pop şarkıcısının halk konseri varsı.Onu dinledik.Sonrasında barların olduğu kısma gidip birşeyler içtik.Saat 01:00 civarı hostel sahibinin bahsettiği gece kulübüne gittik.Orada eğlendikten sonra saat 04:00 gibi hostele döndük.Ertesi sabah kahvaltımızı hostelde yaptık ve muhabbet ettikten sonra saat 14:00 uçağıyla Türkiye’ye geri döndük.3 gün boyunca çok güzel bir gezi yaptık.Darısı diğer ülkelerin başına.